Yapılan bilimsel araştırmalarla insanın vücudu 120 sene ortalama yaşayabilir. Bu trafik kazası yapmadan, kansere yakalanmamak şartı ile. Dünyada belli yerlerde 100 yaşını geçen insanların yaşadığı semtler var. Çin’de Bama, Pakistan’da Hunza, Japonya’da Okinava, İtalya’da Campodimele gibi.
Bu yerlerdeki insanların çoğu geçmişten gelen geleneksel yaşam şartlarını devam ettirdiklerinden bir nevi istem dışı uzun yaşama sırlarını uygulaya gelmişlerdir.
İnsanoğlu vücudunda meydana gelen üç şeyden dolayı yaşlanmaktadır.
1- serbest radikaller : yiyecek molekülleri oksijenle yakılarak enerji ortaya çıkar. Bu esnada elektronlar çıkar. Angry Birds gibi hücrelerimize çarparak onları yıpratırlar.
2- şekerlenme : şeker ve protein bedenimizde etkileşime girerek yapışkan tortuya dönüşür. Kanda dolaşan bu tortular damarları zayıflatır.
3- iltihaplanma : savunma sisteminin vücudun her hangi bir yerindeki bir arızaya geç cevap vermesi.
Cildin yaşlanmasının en önemli nedenlerinden biride aslında yine genetik yapısıyla ilişkili olmasıdır. Çünkü iç ve dış faktörler arasındaki dengeyi yine genetik yapıyı ortaya koyuyor. İç nedenler arasında en önemlisi beslenme uyku düzeni, hormonal etkenler dış faktörlerin en önemli nedeni ise de ultraviyoledir. Cildi diri tutan bağ dokusudur. Cildin ikinci tabakasıdır. Özellikle hyaluronik asit dediğimiz jöle kıvamında bir yapıya sahiptir. Onun altında yağ dokusu vardır. Biraz daha az etkendir ama insan kilo alıp verdiği zaman o yağ dokusu şişip indiğinde cildin şişip gevşemesine veya gerginken indiğinde gevşemesine yani diriliğini bozacak faktörler arasında sayılabilir.
Clidin diriliğini ortaya koyan iki nedenden birisi bağ dokusu diğeri yağ dokusudur. Bağ dokusunda çalışan fabrika hücrelerimiz var. Bunlar lif üretirler. Bu lifler cildin gerginliğini sağlar. Dolayısıyla yer çekimine karşı duruşunu sağlar. Diriliğini korumak için o liflerin üretiminin tam olması lazım. Üretim belli yaştan sonra azaldığı için cilt diriliğini kaybediyor, döngü azalıyor. Diriliğini kaybediyor.
0 yorum:
Yorum Gönder